20 Mart 2019 Çarşamba

THE TRUE COST (GERÇEK BEDEL)

THE TRUE COST 
(GERÇEK BEDEL)
BELGESELİ


Minimalizm ile ilgilenmeye başladığımdan beri birçok video izlemeye başladım. Eşyaları azaltma olsun, alışverişlerle ilgili olsun bir çok konuda ampül yandı kafamda. Ve nasıl tüketim çılgını olduğumu fark edince tüketimin arkasındakileri araştırmaya başladım. Daha doğrusu laf lafı açtı derler ya bende de video videoyu açtı ve bu belgesel ile karşılaştım. İyi ki de karşılaşmışım. Alışveriş ve tüketim anlamında bende bir duyarlılığın oluşmasını sağladı. 

Belgesel, büyük firmaların (H&M, ZARA, GAP) daha fazla kar etmeleri için neler yaptıklarını, kendi kazançlarını arttırmak için üretim yaptıkları fakir ülkelerde nasıl cinayet işlediklerini, günlüğü 2 dolara çalışan insanların hayatlarını nasıl hiçe saydıklarını, fast fashion adı altında tüketiciyi nasıl kandırdıklarını, indirim yapıldığını sandığımız zamanların arkasında nelerin olduğunu tam da tabiriyle tokatlaya tokatlaya anlatıyor. 

Belgeseli izlememle hayatım değişti diyebilirim. En azından tüketmeme ile alakalı büyük adımlar atmaya başladım. Siz de izleyin, izlettirin, anlatın, yayın. Belgeselden sonra alışveriş ve markalar üzerine uzun süre düşüneceksiniz.






18 Mart 2019 Pazartesi

'THAT SUGAR' BELGESEL

'AH BU ŞEKER'




Günümüzde insanlar sağlıklı beslenmenin ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlamaya başladılar. Sağlıklı beslenme ile ilgili birçok kitap, belgesel ve video ile karşılaşabiliriz. Ben de sağlıksız beslenen bir insan olarak motivasyonum artsın da yememe dikkat edeyim diye bir şeyler izlemeye karar verdim. Tatlı benim hayatımın vazgeçilmeziydi. Şeker hastalığından da çok korktuğum için işe şekerle başlamaya karar verdim. İnstagramda dolanırken 'That Sugar' belgeseline denk geldim ve hemen izlemeliyim dedim.

5 yıl önce kız arkadaşıyla tanışmasıyla beraber sağlıklı yaşamaya başlayan, rafine şekeri hayatından çıkaran, spor yapan ve sağlıklı beslenen bir kişi üzerinde yapılan deneyi anlatıyor. Deneyin amacı işlenmiş gıdalardan ve şekerlerden çok yüksek miktarlarda tüketerek şekerin etkilerini test etmek ve vücutta yarattığı değişiklikleri görmek. 2 ay boyunca günde 40 çay kaşığına denk gelecek şekilde besinler tüketiyor ve 2 ayın sonunda hem fiziksel, ruhsal hem de psikolojik olarak nasıl değiştiğini gösteriyor belgesel. Tabi ki değişim çok kötü bir değişim oluyor.  Belgeseli izledikten sonra kesinlikle şekerden soğuyorsunuz. Benim de şekerle olan mücadelem bu belgeselle başladı. İzleyin, izlettirin ve hayatınızdan şekeri uzaklaştırın. 

Belgesel linki: 
https://www.youtube.com/watch?v=5k7ZJijIt-4

15 Mart 2019 Cuma

MİNİMALİZM

MİNİMALİST YAŞAMA GEÇİŞ :)

Minimalizm (sadeleşme) konusunda birçok video ve yazı bulabilirsiniz. Ben size 1 kitaptan ve 1 belgeselden bahsetmek istiyorum. Bence bu iki kaynak minimalist olmanız için yeterli kaynaklar :) Öncelikle neden minimalizm konusuna merak sardım ondan bahsedeyim kısaca. Öğrenciyken yurtta kalırken dolaplara sığamazdım. Her tarafta koliler, kolilerin içinde çantalar, ayakkabılar, kışlık kıyafetler.. Sonra yıl sonunda hooop bunları topla (toplamaya çalış ama çıldır). Yıllarca yurttan eve eşya getirip götürdüm. Sonra eve çıktım. Evdeki salon çok büyüktü ve orayı kullanmıyorduk. Yazlık, kışlık, az kullanılanlar, kullanılmayanlar, fazlalıklar derken oda aldı başını gitti. Mezun olduktan sonra evleneceğim zaman yeni eve taşınırken çok zorlandım ama yine çoğu eşyamı yeni evime de götürdüm. Yeni evim dubleks bir evdi, üst katında ufak bir deposu vardı. depoya fazla eşyaları koyduk. Ebeveyn banyosunun kapısını yatak kapatıyordu, orayı kullanmadığımız için oraya da kışlık-yazlık ayrılan kıyafetleri koydum. Yukarıdaki odaya çok kullanılmayan mutfak eşyalarını, kitapları, çanta dolabımı falan koyduk. Neyse bir şekilde yeni aldığımız eşyalarla evi düzenledik. Fakat bana sinir basmaya başlamıştı artık ama üşendiğim için el atmıyordum eşyalara. Sonra arada il değiştirdik, bebeğimiz oldu, yeni ile (İstanbul'dan Kırıkkale'ye), yeni eve taşındık, ama artık eşya taşımaktan tükenmiştim, neyi nereye koyacağımızı şaşırmıştım. Yeni evde yine bir oda depo yaptık çünkü sığamıyordum. Oradaki evimizde hiç kalamadık, ailemin yanında kalmam gerekti, eşyalardan ne var ne yok bakamadım, bebekle uğraşırken eşyalarla ilgilenememiştir. Ve 1 sene sonra iş durumlarından dolayı tekrar İstanbul'a taşınacak iken ben bu olayın böyle yürümeyeceğini, kullanmadığım eşyalarla, giymediğim kıyafet ve ayakkabılarla daha fazla yaşayamayacağımı, beynimi sömürdüklerini iyice anladım. Motive olmak için birçok video izledim, yazı okudum, gaza gelmem gerekiyordu biran önce. Bu süreçte dönüp dönüp okuduğum ve izlediğim iki motivasyon kaynağım oldu;


İlki Marie Kondo'ya ait bu kitap, birkaç senedir çok meşhur oldu. Minimalist akımının öncüsü oldu diyebiliriz. Kitap gerçekten çok faydalı. Şöyle ki hayatınızda fazla olan eşyaları nasıl azaltacağımızı ve geri kalanları nasıl düzenleyeceğimizi anlatıyor. Netflix'te de serisi var, okumayı sevmeyenler oradan takibini yapabilir ama bence kitap kadar faydalı değil.


Diğeri ise Minimalism belgeseli, yine Netflix'te bulabilirsiniz. Minimalizmi yaşam tarzı haline getirmiş iki arkadaşın çekmiş olduğu bir belgesel, kitabı da mevcut ama belgeseli gayet başarılı olmuş. Neden ve nasıl minimalist olduklarını, minimalist olduktan sonra yaşamlarının nasıl değiştiğini anlatıyorlar.

Eşyalarımı azalttıktan sonra evi temizlemenin ve düzenli olmanın daha kolay olduğunu, daha önce gereksiz yere para harcadığımı, daha fazla birikim yaparak daha fazla gezip görebileceğimi ama bunu yapmadığımı, zamanımı boş yere alışverişe harcadığımı, eşya taşıyarak büyük hamallık yaptığımı farkettim. Artık sadece ihtiyacım olanı alıyorum, daha kontrollü ve düzenli yaşamaya çalışıyorum. Kontrolümü kaybedeceğimi hissettiğim zamanlarsa bu iki kaynağı tekrardan gözden geçiriyorum ve tekrardan kontrolü elime alıyorum ;) 



14 Mart 2019 Perşembe

'MAHREMİYET EĞİTİMİ' (ADEM GÜNEŞ) KİTABI

NEZAKET VE ZARAFET İÇİN MAHREMİYET EĞİTİMİ


Meğer elimde ne kadar faydalı bir kitap varmış da benim haberim yokmuş. Aslında çocuk gelişimi, psikoloji, kişisel gelişim gibi türlerde kitap okumaya ara vermiştim fakat bazı kitapları görünce şöyle düşündüm: Ya ben bu kitabı okuyana kadar içindeki bir bilgi benim işime yararsa? özellikle de çocuk gelişimi konusunda. Sonra almış olduğum kitapları gözden geçirdim ve Adem GÜNEŞ'in Mahremiyet Eğitimi kitabından başladım. Ve de iyi ki başlamışım. Kitap bize çocuklarımızı büyütme sürecinde, onlara nasıl mahremiyet eğitimi verebileceğimizi, çocuklarımızın nasıl nazik bir insan olabileceğini, çocuğumuzun ruhsal olarak nasıl sağlıklı olabileceğini, bu eğitimin çocuğun duygu ve davranışlarına nasıl fayda sağlayacağını, karşılaşabileceği istismardan kendisini nasıl savunabileceğini anlatıyor. Özellikle 3 yaşından itibaren, kişisel bakım eğitimlerinde, psikolojik ve bedensel gelişim sürecinde çocuğa nasıl davranmalıyız konularında anne-babalara örnekler üzerinden büyük farkındalıklar sağlıyor. Bence çocuğunuz kaç yaşında olursa olsun okumanız gereken bir kitap. Yazarın emeğine sağlık...